27 Ocak 2008 Pazar

Bugün aniden huzursuz oldum.Annem neden böyle gergindi, sesi niye yüksek çıkıyordu?

Bebeğiniz rahim ortamına alıştıkça, ruh halinizdeki ani değişklerin de farkına varmaya başlayacaktır. Sinirli veya mutsuz olduğunuzda ses tonunuz değişebilir ve gerilmeden ötürü vücuduzda çeşitli kimyasal maddeler salgılanabilir. Bu değişikler, vücuduzdaki olağanüstü hereketlenmeler veya gerilmelerle birleştiğinde bebeğinize hoş olmayan birtakım durumların yaşandığını bildirir.Aynı şekilde , korktuğunuz durumlarda vücudunuzun salgıladığı adrenelin de, rahimdeki bebeğinize kadar ulaşır. Bunun yanısıra, mutlu olduğunuz zaman salgılanan endorfin hormonu da kanınıza karışarak bebeğinize ulaşır. Dolayısıyla, hamileliğiniz boyunca bebeğinizle duygularınızı, daha doğrusu duygularınızn yol açtığı kimyasal tepkileri ve diğer fiziksel hisleri paylaşırsınız.

Hamilelik sırasında strese yol açan durumlardan kaçınılmalıdır. Çünkü bu, bebeğin uyku ve etkinlik düzenini kalıcı olarak değiştirebilir. Ancak, ara sıra tartışmaktan veya sinirlenmekten de korkmayın. Bu hepimizn başına gelir. Stres sukunetle, üzüntü mutlulukta dengelendiği sürece. bu tür duygu dalgalanmaları doğmmaış bebeğinize, insanların farklı ruh halleriyle nasıl başa çıktığını öğretmekte yararlı bile olabilir. Bunun yanında, sakinlik ve gerilim duygularının arasındaki karşıtlığa duyarlı olmayı da öğretir. Kendinizi yorgun ve duygusal, hatta ağlamaklı hissettiğniz durumların ardından sakinleşmek ve olumlu şeyler düşünmek için özel çaba harcayın. Ayaklarınızı uzatın, en sevdiğiniz müzikleri dinleyin, bebeğinizle konuşun ve karnınızı okşayarak ona her şeyin yolunda oluğunu hissettirin...

Bugün aniden huzursuz oldum.Annem neden böyle gergindi, sesi niye yüksek çıkıyordu?

Bebeğiniz rahim ortamına alıştıkça, ruh halinizdeki ani değişklerin de farkına varmaya başlayacaktır. Sinirli veya mutsuz olduğunuzda ses tonunuz değişebilir ve gerilmeden ötürü vücuduzda çeşitli kimyasal maddeler salgılanabilir. Bu değişikler, vücuduzdaki olağanüstü hereketlenmeler veya gerilmelerle birleştiğinde bebeğinize hoş olmayan birtakım durumların yaşandığını bildirir.Aynı şekilde , korktuğunuz durumlarda vücudunuzun salgıladığı adrenelin de, rahimdeki bebeğinize kadar ulaşır. Bunun yanısıra, mutlu olduğunuz zaman salgılanan endorfin hormonu da kanınıza karışarak bebeğinize ulaşır. Dolayısıyla, hamileliğiniz boyunca bebeğinizle duygularınızı, daha doğrusu duygularınızn yol açtığı kimyasal tepkileri ve diğer fiziksel hisleri paylaşırsınız.

Hamilelik sırasında strese yol açan durumlardan kaçınılmalıdır. Çünkü bu, bebeğin uyku ve etkinlik düzenini kalıcı olarak değiştirebilir. Ancak, ara sıra tartışmaktan veya sinirlenmekten de korkmayın. Bu hepimizn başına gelir. Stres sukunetle, üzüntü mutlulukta dengelendiği sürece. bu tür duygu dalgalanmaları doğmmaış bebeğinize, insanların farklı ruh halleriyle nasıl başa çıktığını öğretmekte yararlı bile olabilir. Bunun yanında, sakinlik ve gerilim duygularının arasındaki karşıtlığa duyarlı olmayı da öğretir. Kendinizi yorgun ve duygusal, hatta ağlamaklı hissettiğniz durumların ardından sakinleşmek ve olumlu şeyler düşünmek için özel çaba harcayın. Ayaklarınızı uzatın, en sevdiğiniz müzikleri dinleyin, bebeğinizle konuşun ve karnınızı okşayarak ona her şeyin yolunda oluğunu hissettirin...

Annemi ve beni çok rahatlatan bu özel ses de ne?

Müzik, evimizde, arabamızda, iş yerimizde, yolda sürekli maruz kaldığımız bir şey, birçok insan için günün ayrılmaz bir parçası. Ayrıca bazı tanıdık ezgiler, bize sevdiğimiz radyo veya televziyon programlarını anımsatabilmekte, olayları ve kişileri hatırlamamızı sağlayabilmekte hatta, ağlamak gibi birtakım fiziksel etkileri bile yaşatabilmektedir.
Hamilelik sırasında bebeğiniz de bu duyguları sizinle paylaşmaktadır. Rahim sıvısından geçen notalar, doğmamış bebeğinize eşşiz bir işitsel deneyim yaşatır. Müzik de, dil gibi ilgi uyarıcı kalıplardan ve ritimlerden oluşur. Gün boyu çalşıp çabaladıktan sonra, biraz dinlenmek için ayaklarınızı uzatıp en sevdiğiniz şarkıyı dinlemeye başladığnızda, bebeğinizn de bu özel sesler aracılığıyla sizinle birlikte gevşemeyi öğrendiğini unutmayın.
Araştırmacılara göre bebekler, döllenmeden 32 hafta sonra sık duydukları müzik parçalarını hafızalarına kaydetmeye başlıyor. Dolayısıyla, doğumdan sonra da hafızalarındaki müziği diğerlerine tercih ediyor. Ultrason taramalarında, bebeğin rahimde duyduğu müziğin, onu ya heyecanlardırdığı ya da yatıştırdığı ve uyuttuğu saptandı. Daha şaşırtıcı olansa, siz en sevdiğiniz parçayı dinlerken, bebeğinizin yaptığı hareketlerin de zamanla bir kalıba oturması. Başka bir deyişle, içinizde bir dansçı yetişiyor.
Rahimizde sizinle birlikte müzik dinleyen bebeğinizin beyni, işittiği müzik ve bunun sizin üzerinizdeki fiziksel etkisi arasında ilkel bağlantılar kuruyor. Yani, sakin bir klasik müzik parçasını dinlemek sizi rahatlatıyorsa, doğmamış bebeğiniz de duyduğunuz huzuru algılıyor be bundan yararlanıyor. Öte yandan en sevdiğiniz pop şarkısı çalmaya başlayınca birden kendinizi ayakta dans ediyor bulursanız, içinizdeki ufaklıkta heyecanınızı ve sevincinizi paylaşıyor. Bebeğiniz doğduktan sonra da sevdiğniz müziklere benzer tepkiler vererek bunları hala hatırladığını size gösterebilir. Eğer hergün dinlediğiniz veya izlediğniz bir radyo yada televziyon programı varsa, bebeğiniz bunun jenerik müziğine de alışabilir. Doğumdan sonra, bebeğinizin bu müziği ilk defa duyduğunda nasıl tepki verdiğini izleyin. Eğer müziği rahimden hatırlıyorsa sakinleşecek ve birkaç saniye dikkatle dinleyecektir...

Çok tuhaf! Annem biriyle konuşuyor, ikisinin de seslerini duyuyorum, ama tanımadığım bir biçimde konuşuyorlar. Annemin konuştuğu dile ne oldu?

Artık biliyoruz ki hamileliğin son üç ayında bebekler, farklı dil kalıplarına da duyarlı hale geliyorlar. Dolayısıyla, müstakbel anne, gündelik olarak türkçe konuşurken bir görüşmede ingilizce konuşmak zorunda kaldığında, bebeğin kulağına hiç duymadığı bir dil çalınıyor:"Hi Nazlı, how are you? How is you baby?"
Hamileliğiniz sırasında yabancı bir dili konuşmak veya dinlemek durumunda kalırsanız, bu yabancı dil rahimde bebeğinizin tepki vermesine yol açabilir. Bu yeni sesten ötürü kalp atışları hızlanabilir ve tekmeleri daha şiddetli hale gelebilir. Oysa doğmamış bebeğiniz bu aşamada sözcüklerin bile farkında değildir. Onun için diller akıp giden ve rahmin içine işleyen ses dizilerinden ibarettir. Bebeğinizin tepki vermesine yol açan, yabancı dilin tanımadık vurgu kalıplarıdır.
Hamileliğin son aşamalarında bebek, anadilinin özgün niteliklerine giderek aşina olmaya başlar. Araştırmacılar, bebeğin doğumdan itibaren anadiline yakınlık gösterdiğini saptamıştır. Anadillerini diğer dillerden ayrı kılan bazı özellikleri fark ederler. Ancak her ne kadar bebekler rahimde duydukları dile yakınlık hissederek dünyaya gelseler de, doğdukları anda dünyanın tüm insan dillerini kapsayan 150 farklı konuşma sesini birbirinden ayırma becerisine sahiptirler. Bu beceri de bebeklere doğum sonrasındaki ortamlarında en yaygın konuşulan dili veya dilleri rahimde duymamış olsalarda öğrenebilme olasılığı sağlar.
Gördüğünüz gibi bebeğiniz rahimdeyken sadece sizin sesinizi dinlemekle kalmıyor, çevrenizde konuşan diğer insanlara da kulak kabartıyor. Tabi sizinkine göre bu sesler arka planda kalıyor olsa da, başka insanlarla yaptığınız konuşmalar, doğmamış bebeğinize çok zengin ve heyecan verici dil keşifleri ve deneyimleri yaşatıyor...

Annenim sesi yüksek. Ama onunkinden farklı seslerde duyuyorum. Neden herkesin sesi aynı değil??

Bebeğinizin kulağına ulaşan sesler tek insan sesi sizinki değildir. Rahiminizdeki ufaklık, pek çok kişinin konuşmasına kulak misafiri olur. Hamileliğin altıncı ayı itibariyle, bebeğinizn işitme duyusu, sizin çevrenizdeki insanlarla yaptığınız konuşmaları algılayabilecek kadar gelişmiş olur. Doğmamış bebeğiniz, eşiniz, diğer çocuklarınız, iyi arkadaşlarınız veya anne-babanız gibi sık sık konuştuğunuz insanların da seslerini tanıyabilir.

Diğer insanlara ait seslerin bebeğinize nasıl ulaştığını merak ediyorsanız, yan odadan gelen boğuk kanuşmaları nasıl duyduğunuzu düşünün. Söylenen sözcükleri çıkaramazsınızda, konuşalanların veya yada kadın, genç veya yaşlı, sinirli veya mutlu olduğunu anlayabilir, hangi dilin konuşulduğunu ve seslerin ne zaman yükselip alçaldığını saptayabilirsiniz. Bebeğiniz de buna benzer bir şey yapar. Eğer siz bir kadınla konuşurken araya bir erkek sesi girerse, bebeğiniz rahimden bunu duyar ve bu ilgisini çeker. Araya giren erkek sesine, kalp atışlarının hızlanmasıyla veya tekmelerin artmasıyla karşılık verebilir...

Beni çok rahatlatan, çok sevdiğim bir ses var. İçeriden geliyor ve çok ilginç kalıplara sahip. Neden bu sese kendimi bu kadar yakın hissediyorum?

Bebeğinizin rahimde duyduğu onca ses arasında en çok dikkatini çeken sizin sesinizdir. ne zaman konuşsanız sesiniz rahim sıvısında yankılarak doğmamış bebeğinize çok yoğun bir uyarılam sağlar. Hepimizin sesi özgün vurgulara ritimlere ve tona sahiptir.

Rahim sıvısı, sesinizin rahimden, dışarıda olduğundan farklı duyulmasına yol açar. Ancak araştırmalra göre bu durma rağmen bebekler, doğumdan dakikalar sonra annelerinin seslerini diğer seslere tercih etmektedir.
Bu size ilk başta şaşıtıcı gelmeyebilir. Ne de olsa, hamileliğin son üç ayında bebeğiniz sizi sürekli dinlemektedir. Ancak unutmayın ki, rahim sıvızın boğduğu ve değiştirdiği ses, dış dünyaya verdiğiniz sesten bir hayli farklıdır.Bebeğiniz doğumdan hemen sonra sesinizi tanıyabilmesi etkilyeci bir durumdur. Bu, doğumdan önceki son birkaç haftada, sesinizle ilgili bir takım soyt ve özgün nitelikler, hafızasına kaydedebildiğini gösterir.

Bebeğinizin, rahimiznde geçirdiği süre boyunca sizin sesinize ilgi göstermesinin birçok sebebi vardır. Öncelikle sizin sesiniz, rahimde yankılanan farklı kimi zaman ürkütücü sesleirn arasında tanıdık olması nedeniyle onu rahatlatır. Sesiniz bebeğiniz için hem eğlenceli hemde huzur vericidir. ayrıca sesinizn oluşturduğu büyük çekim gücü, bebeğinizle aranızda erkenden bağ kurulmasını sağlar. Yeni doğan bebeğiniz sizi dinlemeyi çok sever, onun bu ilgisi de kendinizi ona daha yakın hissetmenizi sağlar. Ayrıca sesiniz, bebeğinizn insan diliyle erkenden tanışmasını ağladığı için son derce gereklidir, gelişmekte olan beyne büyü bir yük bindirir.

İçinizdeki ufaklık sizin sohbet çağrınıza cevap vermezse meraklanmayın.Sesiniz ne kadar uyarıcı olursa olsun bebeğiniz, rahimdeki zamanının çoğunluğunu uyuyarak geçirir...

Burası çok gürültülü. Dünyamdaki bu ses nereden geliyor?

Ana rahmini sessizi dışardan tamamen soyutlamış bir su dünyası gibi hayal ederiz. Halbuki rahmin içi çok gürültülüdür. Rahim sıvısında yankılanan sayısız ses bebeğimizin kulaklarına ulaşır ve kesintisiz işitsel uyarılmalara yol açar. Bu seslerin birçoğunu vücudumuz üretir. Damarlarımızda akan kan, kalp atıişlarımız, sindirim sistemimizdeki gazlar, ciğerlerimizi dolduran hava, hatta hıçkırmamız, hapşırmamız ve öksürmemiz bile ses kaynağıdır.Bebeğimizin işitme duyusu döllenmeden sonraki 15-20 hafta içinde gelişmeye başlar. Araştırmalara göre 25 hafta sonra annenin karnına yerleştirilen bir hopörlerden verilen ses bebeğin kalp atışlarının hızlanmasına veya bacaklarının ani hareketler yapmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, hamileleğin bu aşamasında bebeğimiz, rahim sıvısından kulaklarına gelen sesleri işlemeye başlamış demektir. Bebeğinizin neler duyduğunu merak ediyorsnız kulağınıza bir deniz kabuğu dayayabilir ve kendi kan dolaşımızın sesini dinleyebilirsiniz. Başımızı sevdiğimizn göğsüne yasladığımızda duyduğumuz kalp atışları, uzaklardan gelen gurultular ve ciğerlere dolan havanın sesi de bebeğimizin duyduklarına benzer. Tabi bebeğimizin duydukları rahimdeki sıvı nedeniyle değişime uğramaktadır. Üstelik o, bu farklı seslerin ne olduğunu, ne anlama geldiğini de bilemez. ama yine de sesleri birbirinden ayırmaya çalışırken gerçek anlamda uyarılmış olur...